Lütfen web tarayıcınızın Javascript desteğini aktif ediniz!

Açık İnovasyon ve Türkiye

Balıkesir’de Kalkınma Ajansında çalışırken Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı ile Balıkesir sanayisinde akü üreten bir fabrikayı yan yana getirmiş ve çok başarılı bir işbirliğine vesile olmuştum. Bu işin güzel tarafı.
Açık İnovasyon ve Türkiye

İşin ilginç tarafı ise, Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanının ilk defa sanayiye benimle getmiş olmasıydı.

O zamanki bakış açımla bu durumu Balıkesir Üniversitesi’nin kalitesizliğine yormuştum. T24 yayınlanan “Profesör, hiç kimse sizi okumuyor” yazısını okuyunca bu durumun dünyanın tartıştığı kronik bir problem olduğunu anladım.

Kısacası, akademik dünya reel dünyadan kopuk bir şekilde yaşayıp gidiyordu.

Tabi her zamanki gibi, sorun varsa çözüm vardı ve dünya çapında bambaşka bir hareket, yavaş yavaş ama emin adımlarla giderek zemin buluyordu. Bu hareketin adı “açık inovasyon”du.

Sık sık duyduğum, az çok ele almaya çalıştığım bu kavramı tam anlamıyla kavramak için WE THINQ isimli kuruluşun Sosyal İnovasyon Rehberi’ne rastlamam gerekti.
Rehberde açık inovasyon internetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla iyice fenomene dönüşen bir olgu olarak ele alınıyor. Ayrıca, geleneksel hiyerarşik örgüt modelinde inovasyona konmuş olan yapısal engellere bir cevap olarak görülüyor. Ve de ekliyor: “Açık inovasyon, sorunları çözmek için fikirleri arayan, kalabalıkların bilgeliğidir.”

Rehber, elektrikli otomobil üreticisi Tesla’nın bütün patentlerini kamuya açması, hükümetlerin açık inovasyona eğilerek şeffaflaşması, kitlelerin gözetim araçları geliştirerek olumsuz durumları göz önüne getirmesi, tüketicilerin açık inovasyona katkıları, kitle fonlama uygulamaları gibi birçok yenilikçi çözüm önerisini ele alıyor. Bilgi toplumunun bu süreçleri hızlandırdığını, artık ticareti yapılan ürünlerin elle tutulamayan, dijitalleştirilen, mekana, hiyerarşiye, profesyonel mesleğe ve statüye dayanmayan ortaklaşa üretilen bir yapıda olduğunu vurguluyor.

Peki ülkemiz açık inovasyonun neresinde?
Düşünüyorum da aklıma çarpıcı birkaç açık inovasyon önerisinden başkası gelmiyor. Bunlardan birisi kitlelerin seçimlerdeki gözetim aracı olan Oy ve Ötesi. Aynı şekilde, yourthings.com gibi açık inovasyon yarışmaları da yaygınlaşmaya başladı. Sosyal İnovasyon Merkezi de bu alana ilişkin oldukça kapsamlı bir farkındalık oluşturdu.

Ama gelin görün ki, açık inovasyonda hala gidilmesi gereken çok yol, dönüşmesi gereken pek çok bilinç var.

“İnovasyon açığımız var” derken inovasyonu hala kapalı kapılar ardında değil, toplumun her kesiminin kapsandığı, katkısını sunduğu şekilde düşünmeye başlamanın zamanın geldi de geçiyor bile.

İnovasyon çağını yakalamaya çalışırken, açık inovasyon çağını kaçırmamamız lazım.

SON BLOGLAR