Lütfen web tarayıcınızın Javascript desteğini aktif ediniz!

Öfkemizi nasıl kontrol edebiliriz?

Dr. Necmettin KARAKUŞ "Boş Kayık" hikayesini senin için yazdı...
Öfkemizi nasıl kontrol edebiliriz?

Günlük koşuşturmalar içerisinde üzerinde fazla durulmayan ama bireyin tüm gününü ve hatta günlerini ve belki de çok uzun yıllarını olumsuz etkileyen kimi insanlar ve bazı olayların esasında son derece önemsiz olduğu uzun bir süre geçtikten sonra fark edilebilmektedir.

Öyle ki, aile içi veya çiftler arasında sabah kahvaltısında yaşanan ufak bir tatsızlık, kişinin ruhsal yapısını etkilediğinde bütün gün kendisine adeta zehir olmaktadır. Çoğu insan gün bitiminde sakin kafayla düşündüğünde sabahki tatsızlığın çok önemli olmadığının zaten farkına varmış ancak tüm günü huzursuz geçmiştir.

Konuyla ilgili yapılan araştırmalarda; yaşanan tatsız küçük bir anın gün içerisindeki diğer yaşanan olaylarla oranlanmasında, söz konusu tatsızlık olayının yaklaşık %10 luk bir ağırlığının olduğu ancak, bu küçücük olumsuz değerin ise günün geriye kalan %90 lık bölümünü olumsuz olarak etkilediği görülmektedir.

Halkla ilişkileri çok yoğun olan kurumların birisine verdiğim eğitimlerde, katılımcılar tarafından öfke ve stresin kontrolü hususu sürekli gündeme getirilmiş ve üzerinde tartışılmıştır. Dile getirilen görüşlere göre; müşterilerden herhangi birisinin sergilediği kötü davranış veya sarf ettiği bir cümle yüzünden, müşteriyle muhatap olan kurum görevlisinin o gün moralinin çok bozulduğu, çevresini rahatsız ettiği ve tüm gününün berbat geçtiği belirtilmiştir.

Bu ve benzeri olaylarda da, hiç tanımadığımız ve belki de bir daha hiç karşılaşmayacağımız bir insanla yaşanan 5-10 dakikalık bir tartışma yüzünden, tüm günün hatta günlerin zehir edilmesine gerek varmı ? Şeklinde ki görüşlerde önem arz etmektedir. Kaldı ki tartışılan kişi bireyin özeli (eş, samimi arkadaş, yakın akraba vb) değilse o zaman tartışmanın ve tartışma sonucundaki üzüntünün de pek anlamı bulunmamaktadır.

Konuyla ilgili yeri gelmişken, Mevlana nın güzel bir sözünden bahsetmek uygun düşecektir.

Kör cehalet çirkefleştirir insanları!
Suskunluğum asaletimdendir...
Her lafa verecek bir cevabım var...
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye,
Bir de söyleyene bakarım adam mı diye...


İnsanız ve elbette sadece et ve kemikten ibaret değiliz. Yeri geldiğinde öfkelenmek, hatta kızmak ve bağırmakta normal insani davranışlardır. Burada üzerinde durulan nokta olur olmaz şeyler sebebiyle gereksiz öfkelenmenin ve tartışmanın herhangi bir değerinin olmadığı, aksine hem bireye hem de bireyin yakın çevresine negatif etkisinin olduğu hususudur.

Öfke ve stres çok zararlı şeklinde bir iddia yerine öfke ve stresin kontrolü önemlidir biçimindeki bir görüş en doğru görüş olmaktadır. Zira, öfke ve stresinde bazı durumlarda faydalarının olduğu da bilinmektedir.

Uzak doğu düşünürlerinden Linji Yixuan’a ait olduğu ifade edilen bir öyküyle konuyu özetlersek;

-Gençken tekneler beni büyülerdi. Küçük bir kayığım vardı ve yalnız başıma göle açılırdım. Saatlerce orada kalırdım. Bir seferinde güzel bir gecede kapalı gözlerle, kayığımda derin düşünce içerisindeydim.

Akıntı aşağı boş bir kayık geldi ve benimkine çarptı. Gözlerim kapalıydı, bu yüzden şöyle düşündüm:

'-Biri kayığıyla geldi ve kayığıma çarptı.'

İçimde öfke yükseldi. Gözlerimi açtım ve öfke içinde adama bir şey söyleyecekken kayığın boş olduğunu fark ettim. O zaman hareket edecek yön kalmadı. Öfkemi kime ifade edecektim?

Kayık boştu. Yalnızca akıntı aşağı yüzüyordu ve gelip benim kayığıma çarpmıştı. Bu yüzden yapacak hiçbir şey yoktu. Öfkemi boş bir kayığa yansıtamazdım.

Gözlerimi kapattım. Öfke oradaydı ama çıkış yolu bulamadığımdan gözlerimi kapattım ve öfkeye doğru geri geri yüzdüm. Ve o boş kayık benim fark edişim oldu. O sessiz gece, içimde bir noktaya geldim.

O boş kayık benim ustamdı. Ve artık biri gelip bana hakaret ettiğinde gülüyorum ve diyorum ki:

'-Bu kayık da boş...

Sonuç olarak; Yazımı aşk ve sevgi insanı Mevlana nın aşağıdaki dizeleriyle tamamlamak istiyorum.

Kızma Hiç Kimseye, Yaptıklarından Dolayı...
Aksine Teşekkür Et İhanet Edenlere; Sadakati Öğrettikleri İçin...
Minnet Duy Yalancılara Doğrunun Farkına Varmanı Sağladıkları İçin...
Mutsuz Edenlere Dua Et Mutluluğu Daha Derin Hissettirdikleri İçin..
Herkesi Sev Yaşamına İyi Kötü Bir Anlam Kattıkları İçin..
Hayat Bu Yüzden Daha Güzel, Siyahla Beyazı Fark ettirdiği İçin...!!!

 

SON BLOGLAR