Lütfen web tarayıcınızın Javascript desteğini aktif ediniz!

Sivil Toplum ve Dijital Dünya

Bu haftaki yazımızın konusu Dijital Çağ ve Sivil Toplum. Evet, yepyeni bir çağın doğuşuna şahitlik etti bizim neslimiz. Dijital bir çağ. Peki sivil toplum bu dijital çağın neresinde? Dijital çağın sunduğu olanakları kaynak geliştirmede etkili ve verimli bir şekilde kullanıyor mu? Olumsuz yanları ne dijital dünyanın? Olumlu yanları ne?
Sivil Toplum ve Dijital Dünya

Olumsuzlukları neler mi dijital dünyanın?

Dijital dünyanın ilk olumsuz yanı, zaten kaynakları kıt olan sivil toplum kuruluşlarının yöneticilerine, nasıl olsa bedava diyerek bolca paylaşım, farkındalık mücadelesi derken bir de bakmışız ki, sosyal medya stresi yaratması. Belki de iyi yönetilememesi ve sırf bu nedenle birçok kurum yöneticisini tükenişe götürmesi.

Dijital dünyanın ikinci olumsuz yanı ise, buradaki hatanın telafisinin olmaması. İyi iletişim belki kazandırır, kötü iletişim kesin kaybettirir. Birçok sivil toplum kuruluşu maalesef kötü iletişim kurdu ve kurmaya devam etmekte.

Peki olumlu yanları ne dijital dünyanın?

Öncelikle dijital dünya, sivil toplumun örgütlenme kapasitesi anlamında büyük katkı sağladı. Geleneksel üye tabanlı, üyelerle örgütün sıkı ilişkide kalması gerektiğine inanılan bir modelden, daha halka açık, etkinliklere hemen herkesin katılım için davet edildiği bir yapıya büründü. Sivil toplum kuruluşlarının yönetici ve gönüllüleri arasında hızlı bir diyalog ve koordinasyon zeminine izin verdi. İşlerin yönetimini kolaylaştırdı.

Dijital dünya, sivil toplumun asli varlık nedenlerin birisi olan sorunlar hakkında farkındalık oluşturma konusunda da katkı sağladı. Hele de dijital dünyanın en önemli araçları olan görsel ve videolar konusunda kapasite geliştiren kurumlar bu alanda önemli mesafeler kaydetti.

Finansal anlamda da katkı sağladı dijital dünya sivil toplum kuruluşlarına. İmece fonlarıyla ve diğer e-bağış kanallarıyla finansal kaynak geliştirme, bu anlamda kronik olarak sıkıntı çeken kurumlara nefes aldırdı.

Tanış-Danış (Network) anlamında da önemli kazanımları oldu sivil toplum kuruluşlarının. Asıl meseleleri bir alanda uzmanlaşmak olan sivil toplum kuruluşları, dijital dünya sayesinde hızlıca uzmanlık alanlarını takip edip, uzmanlara eriştiler ve kurdukları iyi diyalog kanallarıyla da önemli kazanımlar elde edebildiler.

Sivil toplum kuruluşlarının bir kısmı da sosyal kampanya tasarlama konusunda kapasite geliştirdi. Bu sayede, sinir ucu gibi davranıp sorunu teşhis etti, zaman zaman adını-çıkar karala yöntemiyle zaman da doğrudan farkındalık artrıcı metotlarla hedef kitleleri üzerinde önemli etkilerde bulundu.

Sivil toplumun gitmesi gereken yol var mı dijital dünyada?

Elbette var.

Öncelikle ülkemiz sivil toplumun yöneticilerinin çok büyük bir çoğunluğu 40 yaş üzeri ve dijital ağları etkilli kullanamıyor. Dahası, bir çok sivil toplum kuruluşunun bilgisayarı ve interneti yok. Kimisinin ofisi bile yok. Bu noktada, dijital dünyayı daha etkili kullanabilen gençlerin bu sivil toplum kuruluşlarıyla buluşması, kapasite geliştirmelerine destek olması, sosyal medya yönetimi, görsel hazırlama gibi konularda destek vermesi önemli. Bu anlamda, Hayat Sende Gençlik Akademisi bünyesinde kurulan Dijital Gönüllüler katkı sağlamak için çalışmalara başladı.

Sosyal kampanya tasarlama konusunda da kapasite geliştirmeye ihtiyaç var. Geleneksel imza kampanyalarının yerini giderek online imzalar alıyor. Bu platformlar etkili sosyal kampanyalarla desteklenirse önemli kazanımlar sağlanabilir. change.org, imzala.com gibi platformların yanı sıra Bu İş Çocuk Oyuncağı Değil kampanya sitesinde görülebileceği gibi kurumun kendisi de online imza toplayabilecek altyapıyı kurabilir.

Dijital dünyada sivil toplumun alması gereken bir mesafe de, ktlesel halka açık eğitimler (MOOCs) ve mentor-mentee ağları kurabilme konusunda kapasite geliştirmek. GelecekDaha.net gibi portallar bunu çok iyi şekilde yapıyor. Aynı şekilde, Pedagoji Derneğinin de bu yönde eğitici kanalları var. Fark Yaratanlar Youtube Kanalı, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Onlar Farkında Youtube Kanalı gibi kanallar da sosyal girişimcilerin kümelendiği mecralar. Hayat Sende Gençlik Akademisi bünyesinde de online söyleşiler yapılıyor. Google'ın Yerel Seçimler Programı da bu anlamda 2014 yılında ufuk açıcı bir çalışma oldu açıkcası. Önümüzdeki dönemde sosyal medya üzerinden örgütlenip bağımsız siyasi adaylar çıkarılacak tartışmaları içinde bu konunun üzerine eğilmekte fayda var.

Dijital dünyanın aynı zamanda paylaşım ekonomisinin gelişmesinde de kullanılması için çalışmaların sayısının artması gerekli. Eşya Kütüphanesi, Zumbara, Ben1Gönüllüyüm gibi alternatif ekonomi modelleri sunan yapıların sayısının önümüzdeki dönemde daha da artması, dijital dünyanın sivil topluma katkısını artıracaktır.

Google, hizmetlerinin sivil toplumda daha fazla kulanılması için Google STK Akademisi diye bir program başlattı. Bu eğitim programından Hayat Sende olarak bizler faydalandık. Bu eğitim programının sivil aktörlerce daha fazla kullanılması önemli bir kazanım olacaktır.

Ayrıca, Dijital Düşün Derneği ve Sivil Toplum Geliştirme Merkezinden de daha fazla işbirliği desteği alınarak bu alanda kapasite geliştirilmeye çalışılması önerilir.

Sonuç olarak, sivil toplumun dijital dünyayla imtihanı devam etmekte. Hep övündüğümüz sivil toplumun verimlilik çarpanının daha yüksek olması iddiasının devam etmesi için dijital dünyadan korkmadan üzerine gitmeli ve bu alanda kapasite geliştirmeli, yeniliklere öncülük etmeliyiz. Çünkü modern dünyada değişim dijitalle başlar.

SON BLOGLAR