Blog
Yeni nesil gençleri anlamak ve ona göre strateji geliştirmek
Dünya sürekli gelişiyor ve değişiyor. Değişim sadece teknoloji de ya da çevremizde yaşananlarla sınırlı değil, insanlarda, bizler de değişiyoruz. Y kuşağının özelliklerini anlatan bir çözümlemeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ufkunuzu genişletecek, girişimcilikle ilgili bir adım atarken aklınıza gelecek hap gibi bilgiler.E-Postaları kontrol ederken Ufuk Üniversitesi'nden hocam Doç.Dr. Cavit ELGEZDİ'den gelen e-posta ilgilimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim...
Değişmeyen tek şey değişimdir ve bu anlatılanlar çok büyük bir değişimin başladığını gösteriyor. Belki de dünya bu şekilde daha huzurlu yaşayacaktır.
ING Bank önceki haftalarda çalışanlarının ve müşterilerinin katıldığı bir Uluslararası Ticaret Semineri organize etmiş. Sunum yapanlardan biri de Ludovic Subran, Euler Hermes’in baş ekonomisti. S
Şunları söylemiş;
Artık klasik ekonomi teorileri yetersiz gelmeye başladı, çünkü dünyadaki tüketicinin profili ve davranış biçimi değişmeye başladı. (18-35 yaş arası) Alışılmışın dışında reaksiyonlar veriyorlar.
O yüzden onları algılamadan ekonominin seyrini ve gidişini anlamamız zor.
Bu yeni tüketicilerin özellikleri ve yaşam felsefeleri nedir?
Bir bağımlılıkları yok. Bu yüzden milliyetçilikten uzaklar. Dünya vatandaşı olmayı hedefliyorlar.
Dinlere ve ideolojilere karşı soğuklar. Ama hayvan haklarına, çevreye, insan haklarına duyarlılar.
Genel olarak aktivistler. Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorlar.
Algıları çok açık, çok hızlı öğreniyorlar.
Sabah 9 akşam 5 tipi işlerde çalışmak istemiyorlar. Yaratıcı, yükselen trendi olan, uluslararası işlerle ilgileniyorlar.
Konut alıp hayat boyu ev kredisi ödemek istemiyorlar. Air-bnb gibi ev kiralama sistemleri ile dünyanın her tarafında yaşayabiliyorlar. (Bu sistemin ilerde şehir otelciliğini bitireceği konuşuluyormuş bu arada. Çok daha makul fiyatlarda Paris’in göbeğinde bir evde kalabiliyorsunuz)
Evlenip tek bir kişi ile ömür geçirmeye sıcak bakmıyorlar.
Evlenirlerse de sürmüyor, bir kaç yılda boşanıyorlar.
Çocuk sahibi olmaya da sıcak bakmıyorlar. Daha ileri yaşlarda, belki bir çocuk.
Lüks araba alıp borç ödemek istemiyorlar.
Bu sistem hantal geliyor onlara. Duruma göre bisiklet, motosiklet, taksi ve metroyu tercih ediyorlar. Haute Coutere denilen lüks giyime de bakış açıları farklı. İmkanları olsa bile bu markalara büyük paralar harcamak istemiyorlar.
Onun yerine şık, spor, rahat kıyafetleri seçiyorlar.
Slogan “Ulaşılabilir Lüks” (Geçenlerde haber olmuştu. Üst sınıf markası Balmain, H&M için uygun fiyatlı koleksiyon hazırladı. Çünkü pahalı ürün satan markaların satışlarında düşüş varmış ve daha geniş kesimlere mal satmak istiyorlarmış. Muhtemelen yok olma tehdidi ile karşı karşıyalar.)
Teknolojiye ve iletişime sınırsız para harcayabiliyorlar, çünkü bu onlar için özgürlük demek.
Konuta, arabaya, lüks giyime para harcamak yerine eğlenceye, yeme-içmeye ve seyahate para harcıyorlar.
Bir kaç yıl çok çalışırlarsa sonraki bir iki yılı dünyayı gezmek için ayırmayı hedefliyorlar.
Emekli olarak ve konut alarak güvence sağlamakla ilgilenmiyorlar.
Bunun yerine yükselen trendi olan işlerde yaratıcı buluşlar ve işler yaparak hayatları boyunca yetecek paraları kazanmayı hedefliyorlar.
Anı yaşıyorlar.
Tasarruf yapmıyorlar. Yani kısacası hayatlarını ev, araba, okul taksitlerine gömmeyi istemiyorlar.
Dolayısıyla genel ekonomi kuramlarında geçen “şu koşullar gerçekleşirse tasarrufa ya da tüketime yönelme olur” gibi teoriler işlememeye başlıyor.
Çünkü tüketici profili değişiyor.
Dünya ekonomisinde durgunluk baş gösteriyor. Klasik tüketim düşüyor.
İlerde bu konuda yazılan teorilerin Nobel Ekonomi Ödülü alacağı söyleniyor.
Yukarda bahsedilen profil, Gezi olaylarında ortaya çıkan ve hepimize “bunlar da kim” sorusunu sorduran gençlerin profili aslında. Ve İran’ı da şu anda değişime zorlayan içerdeki bu kesim. Daha fazla özgürlük talep ediyorlar.